Hipokondriyazis Hipokrat çağından beri kullanılan bir terimdir. Hipokondriyazis yani hastalık hastalığı bedende bir bozukluk olmadığı halde kişinin bedensel algılarını yanlış yorumlamasına dayanarak önemli bir bedensel hastalığı olduğu şeklinde sürekli uğraşısı olma durumudur. Hekimlerin bedensel bir bozukluk olmadığını söylemeleri, yapılan tetkiklerin normal bulunması hastayı rahatlatmaz. Hipokondriyaziste temel bozukluk bunaltıdır (anksiyete). Bunaltının kaynağı kişinin ilişkilerine, yaşam koşullarına bağlıdır. Hastanın yaşadığı kaygı bedenine aktarılmıştır. Psikolojik kaynaklı bedensel duyumlar hastalık olarak yorumlanır.
Hastalık hastalığı depresyon, şizofreni, pranoid durumlar ve kaygı bozukluğunda görülebilir.
20 -30 yaşlarında sıklıkla görülebilen bir hastalıktır. Birinci basamak sağlık hizmetlerine başvuran hastalar arasında hastalık hastalığı 100 hastanın 3-7’sinde görülür.
Hastalık Hastalığında Ne Gibi Fiziksel Belirtiler Görürüz?
Yapılan muayene ve laboratuvar tetkiklerinde bir bozukluk saptanamaz. Fakat hastanın öznel yakınmaları sürdüğünden hekim hekim dolaştıkça bu muayeneler yenilenir.
- Hastada bunaltıya bağlı çarpıntı, titreme, terleme, üşüme, ellerde, kollarda uyumalar, soluk alma güçlüğü görülebilir.
- Depresyon beraberinde sıklıkla bulunabileceğinden yorgunluk, uyku bozukluğu, keyifsizlik gibi şikayetler bildirebilirler.
- Basit bir baş ağrısı hastada beyin tümörü olabileceği düşüncesine neden olabilir.
- Kollarda bacaklarda uyuşma, felç geçireceği korkularına yol açabilir.
- Karın ağrısı bağırsak kanserini düşündürebilir hastada
- Hastanın öznel olarak hissettiği göğüs ağrısı kalp hastalığı olduğu duygusuna kapılmasına neden olabilir.
Hasta herhangi bir bedensel bozukluğu olmamasına rağmen yaşadığı öznel şikayetlerle doktor doktor dolaşır ve sağlıklı olduğuna ikna olmaz. Bu hastalar psikiyatriye başvurduklarında klasör dolusu tetkiklerle gelirler.
Hipokondriyazis tanısının konulması için organik faktörlerin dışlanması ve detaylı psikiyatrik değerlendirme gerekir. Eşlik eden ruhsal rahatsızlıkların da tedavisi önemlidir. Hastalar ilaç tedavisi ve/veya psikoterapiden fayda görebilirler.
Kaynak: Öztürk O.M., Uluşahin A. Ruh Bağlığı ve Bozuklukları, 13. Baskı, 2015