Diyabet Genel Bilgi
Şeker hastalığının ortaya çıkışı genetik ve fiziksel faktörler dışında, ruhsal sorunlar ve yaşam olayları ile bağlantılıdır. Kan şekeri seviyesi ve ruhsal gerginlik arasındaki ilişki iki farklı şekilde açıklanır. Bu doğrudan olarak stresle ilişkili olarak kan şekerinde bozulmaya neden olabilir ya da duygusal ve ruhsal gerginlik yüzünden hastanın beslenme ve fiziksel etkinleri aksattığından kaynaklanabilir.
Şeker Hastalığı
Kan şekeri glukoz vücudun enerji kaynağıdır. Şekerin kullanılabilmesi ve fazlasının depolanabilmesi için insülin denilen hormona ihtiyaç vardır. İnsülin eksik ya da etkisi yetersiz olduğunda şeker hastalığı yani diyabet ortaya çıkar. Kan şekeri yüksek kalır ve böbreklerden atılır. Kan şekerinin uzun süre yüksek kalması damar yapısında bozulmaya neden olur. 4 tip diyabet hastalığı vardır.
Diyabet Yönetiminde Psikolojinin Rolü
Ruhi sıkıntılar, şok ve korku gibi psikolojik etkenler pankreasta olan insülin salgılanmasını etkilemekte, kanda şekerin yükselmesine, idrarda şeker olmasına neden olmaktadır. Stres hormonlarının salgılanması, kan şekerini yükseltici bir etki yapar. Ruhsal bozukluklar şeker hastalığına neden olurken, şeker hastalığı da kişinin ruhsal durumunun bozulmasına neden olur.Bu hastalarda en sık görülen psikiyatrik hastalıklar depresyon ve anksiyete bozukluğu olarak belirlenmiştir.
Yapılan araştırmalar şeker hastası olanlarda depresyon olma riskinin iki misli arttığını belirlemiştir. Ayrıca şeker hastalığının hastalarda sinirlerde, gözlerde, böbreklerde, kalpte hasar veren bir özelliği olduğundan, depresyon riski daha fazla artmaktadır.
Depresyonun şeker hastalığının komplikasyonlarını ortaya çıkarma etkisi bulunmaktadır. Depresyonda olan kişiler günlük yaşamdaki işleri yapmakta zorlanırlar. Şeker hastası olanlar hastalığını denetleyemez ve durumu kötüleşebilir. Bu depresyonun ilerlemesine, şeker hastalığının ihmal edilmesine ve dolayısıyla komplikasyonların yaşanmasına neden olur.
Öte yandan depresyonda ya da bazı psikotik tablolarda kişi kendine yeterince bakmadığı, beslenmesi bozulduğu ve hareketsiz kaldığı için diyabetin erken ortaya çıkışını tetikleyebilir.
Örneğin Hastalarda kronik kan şekeri düşüklüğü olduğunda, kişilik değişimleri, depresyon ve/veya algı bozuklukları meydana gelebilir.
Kan şekerindeki değişimler ve düzensizlik beyin işlevlerini ve ruhsal durumu etkilediği gibi, kişilerdeki ruhsal değişimler ve duygusal farklılıklar da kan şekerini etkileyecek bir durumdur.
Diyabetin şiddeti, işlevselliği etkileme seviyesi ve yaşamı tehdit etme özelliği ruhsal belirtilerle yakından alakalıdır.
Şeker hastalarında depresyon, anksiyete bozuklukları ve özellikle iğne fobisi, yeme bozuklukları, psikotik bozukluklar ve demans görülüyor.yrıca, kan şekerinin düşeceği korkusu, hastalığa uyum sorunları, kendine zarar verici davranışlarda görülebiliyor. Şeker hastası olan kadınlarda depresyon ve yeme bozuklukları, erkeklerde ise cinsel işlev bozukluğu daha sık görülmektedir.
Destek Almaları Gerekir mi? Nasıl Bir Yol İzlemeliler?
Kendi çabalarınıza rağmen hala kendinizi sıkıntıda hissediyorsanız, hastalığa uyum süreci uzamışsa ya da duygularınızın şiddetinde zaman içerisinde bir azalma olmadıysa, hem sizin, hem de ailenizin psikolojik profesyonel yardım almanızda fayda vardır.
Şeker hastalarında etkin bir tedavi uygulanmasına rağmen, kan şekeri kontrol altına alınamadığında, hastaların psikolojik değerlendirmeye alınması gerekir.
Yetişkinlerde görülen şeker hastalığında, tedavi gerektirecek kadar psikolojik bozuklukların olması % 20 oranındadır. Bu yüzden şeker hastalarının fiziksel muayenesi dışında, ruhsal, duygusal ve davranışsal durumlarının değerlendirilmesi gerekir. Bu sorunların tedavisinde, hem kan şekerinin kontrol altına alınması, hem de depresyon belirtilerinin ortadan kaldırılmasını öneren eşgüdümlü bir yaklaşım sergilenir. Düzenli bedensel egzersiz, ilaç ve psikoterapi yaklaşımları önerilir.
Hastalığa Karşı Reaksiyonlar, İnkar
Yaşam boyu süren bir hastalık olan diyabet tanısı konduktan sonra, yaşam tarzında zaman zaman sizi oldukça zorlayacak değişiklikler yapmak zorunda kalınır. Diyabet tanısı alan kişide psikolojik tepkiler inkar, öfke, korku ve kaygı, depresyon ve suçluluk duyguları sayılabilir.
İnkar : Size doktor tarafından konulan “Diyabetes Mellitus” tanısı almadığınızı ya da bu hastalığın bir süre sonra geçeceğini düşünebilirsiniz. İlaçlarınızı almayı ya da kan şekeri düzeyinizi ölçmeyi bilinçli olarak ihmal edebilir, sağlıksız yiyeceklere yönelebilir. Aile üyeleri de mümkün olduğunca diyabet hastalığı hakkında hiç bir şey düşünmemeye çalışabilir.
İnkar İle Baş Etme
Destekleyici aile üyeleri ve arkadaşlarınızla diyabet hakkında konuşun. Hastalık hakkında olabildiğince bilgi edinmenizin ve yakın çevreden bir diyabetik birey ile paylaşımlarda bulunmanızın da hastalığınızı kabul sürecinde size yararı olacaktır.
Farklı Yaş / Cinsiyet Gruplarında Farklılıklar
Ergen yaşlarda başlayan diyabetiklerde kişi diyabetin gerektirdiği sorumluluktan kaçınır.Çoğu ergen kendini arkadaşlarından farklı hisseder ve dışlanmaktan korkar. Büyüdükçe ve hastalığa dair bilgisi arttıkça gelecekten korkmaya başlar. Karşı cinsle yakınlaşmak, aile kurmaktan çekinir. Tanı ilk öğrenildiği dönemde ebeveyn de tanıyı kabullenmekte güçllük çeker. Diyabeti çocukluk çağında başlamış kişilerin %20’sinde psikolojik sorunlar vardır.
Tavsiyeler
Neden bazı insanların diyabeti olduğunu kimse bilmemektedir. Hiç kimse diyabet hastalığının gelişmesine neden olabilecek bir şey yapamaz. Diyabetin kendi yaptığınız bir hatanın sonucunda ortaya çıkmadığı konusunda rahat olun.
- Bu konuda uzman bir doktora danışmak
- Toplumsal etkinlere katılmak
- Düzenli bir şekilde bedensel etkinlikler yapmak
- Sağlıklı ve besleyici yiyeceklerle beslenmek
- Sağlıklı bir kiloda olmak
- Alkol kullanımını bırakılması gerekir. Alkol hem şeker hastalığında kan şekeri seviyesinde dengesizlik, hem de depresyon ilaçlarının etkisini azaltmakta etkilidir.
- Bu hastalıkların etkisinde olan hastaların ailesinden ve çevresindeki arkadaşlarından destek alması gerekir.
- Kan şekeri ve kolesterol takibi yapılmalı.